SUNİ TOHUMLAMA

SUNİ TOHUMLAMA
 

 Suni tohumlama, günümüzde sığırlarda genetik ilerlemeyi sağlayan ve yaygın biçimde kullanılan etkin araçlardan bir tanesidir. Bu metot, genetik kabiliyetlerini satın almaya gücümüzün yetmediği üstün verimli boğaları tercih etmemize ve kullanmamıza imkan sağlar. Ayrıca buzağı üretiminde önemli bir artış sağladığı gibi, etçi hayvanların et verimini ve karkas kalitesini, sütçü hayvanların süt verimini önemli ölçüde yükseltir.

 SUNİ TOHUMLAMANIN TANIMI

Islah çalışmalarının vazgeçilmez bir unsuru olan suni tohumlama, boğalardan alınan spermanın bu işe uygun araçlar yardımıyla kızgınlık dönemindeki dişi hayvanların genital kanalına verilmesi işlemini ifade eder.

 SUNİ TOHUMLAMANIN YARARLARI

Sığır yetiştiriciliğinde suni tohumlamanın başlıca yararlarını şöyle sıralayabiliriz;

 Üretimi arttırır : Suni tohumlama ile denenmiş üstün verimli boğaların sperması kullanıldığında sığırlarda verimlerin yükseldiği, genetik özelliklerin arttığı ve hayvan ıslahının kolaylaştığı bilinmektedir.

 Daha çok boğanın test edilmesini sağlar : Çeşitli boğaların spermaları çeşitli işletmelerdeki hayvanlarda kullanılarak en iyi boğaların seçilmesini sağlar.

 Bir boğayı barındırma masraf ve tehlikesini ortadan kaldırır : Bir süt işletmesinde her 25-30 başlık sürü için 1 baş boğa bulundurulması gerektiği halde suni tohumlama yaptırıldığında boğa bulundurulmasından doğan tehlike ve sıkıntılar ortadan kalkar. Ayrıca suni tohumlamanın getirdiği masraflar her zaman değerli bir boğa bulundurma maliyetinden daha azdır.

 Hastalıkların kontrolünü kolaylaştırır : Sığırlarda tabii tohumlama boğaları vasıtasıyla geçebilen bulaşıcı hastalıkların yayılma tehlikesi suni tohumlama sayesinde önemli derecede azaltılır.

 Damızlık boğaların kullanılma süresini uzatır : Tabi aşım yapan boğalar kontrolsüz aşım yaptıklarından bir günde birden fazla aşım yapar, çabuk yorulur ve kısa sürede damızlıktan çıkarlar. Suni tohumlamada kullanılan boğalardan belirli aralıklarla sperma alındığından çabuk yorulmazlar ve daha uzun süre damızlıkta kullanılırlar. Ayrıca bu boğalardan alınan ve dondurulan spermalar boğa öldükten yıllar sonra bile kullanılırlar.

 Yaralanmaları azaltır : Bir yaşındaki düve ve ufak yapılı inekler yaralanma tehlikesi olmaksızın daha ağır ve yaşlı boğaların spermaları ile tohumlanabilir. Suni tohumlama boğalarından olan buzağıların ortalama doğum ağırlıkları tahmin edilerek, düvelerin uygun boğaların spermaları ile tohumlanmasına ve doğum güçlüklerinin azaltılmasına yardımcı olur.

 Fertilite kontrolüne yardım eder : İneklerin suni olarak tohumlanması esnasında üreme kanalı hastalık ve anomalilerinin tespit edilmesi ile sonuç alınamayacak tohumlamaların önüne geçilmiş olunur.

 Farklı özellikteki ırkların geliştirilmesine yardımcı olur: Seçkin inekler düşük bir maliyetle çok uzaklardan getirilen üstün vasıflı boğaların spermaları ile tohumlanarak melezleme çalışmalarının daha etkili ve hızlı ilerlemesini sağlar. Aynı zamanda sürüdeki her bir ineği farklı özelliklere sahip boğa spermaları ile tohumlayarak sürüde arzu edilen özelliklerin gelişmesine yardımcı olur. örneğin sürünün süt veya et verimi artırılabilir.

 Kimlik tespitini ve sürü idaresini kolaylaştırır: Sürüdeki hayvanların kimliğinin doğru tespit edilmesine, doğum ve yetiştirme kayıtlarının daha doğru tutulmasına yardımcı olur. Kimlik tespiti ve doğru kayıtlar sürü idaresini kolaylaştırır, damızlık düve seçiminin sağlıklı olmasını ve ticari kabiliyetimizin etkinliğini artırır. Sürüde boğa bulunmayacağı için farklı yaşlardaki ineklerle düveler, çiftleşme tehlikesi olmaksızın bir arada barındırılabilir.

 Farklı tohumlama seçenekleri sunar : Suni tohumlama sayesinde doğumlar toplulaştırılabilir veya bütün bir yıla yayılabilir. Sürü sütçü veya etçi yöne doğru yöneltilebilir.

 Suni Tohumlamada Dikkat Edilmesi Gerekli Hususlar

1-Bir İşletmede Suni Tohumlamanın başarılı olabilmesi için mevcut hayvanların iyi kondisyonda ve çoğunun normal kızgınlık gösteriyor olması gerekir. Bunun için öncelikle iyi bir besleme programı ile ineklerin besin ihtiyacı karşılanmalıdır. Eğer bir üreme sezonunda ineklerin % 20‘den fazlası gebe değilse veya buzağıların % 50‘den fazlası doğum sezonunun ilk 40 gün sonrası doğmuş ise bu durum bir problemin varlığına işaret eder.

2-Hayvanlarda randımanlı bir suni tohumlama için bireysel ve gözle görülebilir bir numaralama sistemi ile kimlik tespitinin yapılması gereklidir. Ancak hayvan yetiştiriciliğinde suni tohumlama kullanılmasa bile, kimlik tespitinin doğru olarak yapılması iyi bir sürü idaresi için gereklidir. Kızgınlık tespiti için dışarıya çıkarılan veya merada otlarken kızgınlık gösteren hayvanların kimlik tespitindeki hatalar sonucunda, bu hayvanların % 20-50 oranında kızgınlıkta olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Bu hatayı önlemek için her hayvanın kimliği büyük numaralı kulak küpesi, boyun künyesi veya vücut numaralarıyla açıkça teşhis edilebilmelidir. Çoğu kimlik numaraları belli bir mesafeden kolayca okunamamakta, buda bazen yanlış ineğin tohumlanmasına yol açmaktadır. Yanlış ineği tohumlama, spermanın boşa harcanmasına ve gerçekte kızgın olan bir ineğin kızgınlık periyodunun kaçırılmasına yol açar.

Sığırlarda Kullanılan Boyun ve kulak Künyesi

Resim. Sığırlarda Kullanılan Boyun ve kulak Künyesi

3-Hayvanlarda iyi bir kayıt sistemi geliştirilmelidir. Kayıt sistemleri buzağılama tarihlerini, tohumlama tarihlerini, kızgınlık tarihlerini, üreme kanalı hakkındaki muayene bilgilerini ve her hayvan için yapılan tedavi bilgilerini içermelidir. Kayıt bilgileri ve bir kızgınlık beklenti takvimi uygun bir yere konarak günlük olarak yenilenmelidir. Bu kayıtların dikkatli kullanımı kızgınlık tespiti ile problemli inekleri teşhis etmekte kolaylık sağlar ve doğumu takiben uygun zamanda tohumlanmasına yardımcı olur.

4-Bir suni tohumlama programının başarısı büyük oranda yetiştiriciye bağlıdır. İyi bir kızgınlık takibi ve iyi kondisyondaki hayvanlar suni tohumlamada başarıyı artırırlar. Suni tohumlama programının başarısı sürü idaresindeki bakım ve besleme farklılığına bağlı olarak gebelik oranlarının % 25-100 arasında düşmesine sebep olur.

5-İneklerde kızgınlığın iyi tespit edilmesi, spermanın iyi muhafaza edilmesi ve tohumlamanın deneyimli elemanlar tarafından yapılması gereklidir. Bunun için kızgınlık iyi tespit edilmeli, sperma iyi muhafaza edilmeli, suni tohumlama gerektiği şekilde yapılmalı ve bu konularda bir takvim kullanılmalıdır.

 ERGENLİK

Dişi sığırlarda ergenlik, bir ineğin kızgınlık belirtilerini (seksüel davranışlarını) açıkça göstermeye başladığı ve yumurtalıklarından yumurta hücresini bırakmaya başladığı bir dönem olarak ifade edilebilir. Bu dönemin başlangıç zamanını hayvanın yaşından ziyade canlı ağırlığı belirlemektedir. Ancak genel olarak ergenlik yaşı üzerine hayvanın içinde bulunduğu çevre şartları (iklim, ısı, ışık ve stres), bakım ve beslenme durumu, ırkı, yaşı, vücut ağırlığı ve genetik kapasitesi gibi faktörler etkili olmaktadır.

Sütçü sığırlar ergin canlı ağırlıklarının % 30-40‘ına, besi sığırları % 45-55 ine ulaştıklarında ergenliğe ulaşmış olurlar. Normal yetiştirme koşullarında sütçü sığırlar 300-360 günlük, besi sığırları ise 320-460 günlük olduklarında ergenliğe ulaşmış sayılırlar.

Düveler ergenliğe ulaştıktan sonra damızlıkta kullanılabilmeleri ve tohumlanabilmeleri için vücut gelişiminin bir süre daha devam etmesi gerekir. Erken yaşta tohumlanan düvelerde süt verimi ve canlı ağırlık artışı, normal yaşta tohumlanan düvelere göre daha düşük kalmaktadır. Ayrıca gelişimini tamamlamadan tohumlanan düvelerde güç doğumlar daha sık görülmektedir. Bu nedenle düvelerin erken yaşta ergenliğe ulaşıp kızgınlık gösterseler bile hemen tohumlanmamaları, ancak 15 aylık olduktan sonra tohumlanmaları gerekir.

Tablo. Bazı ırklarda ergenlik yaşı ve canlı ağırlıkları.

 

Irklar

Ergenlik Yaşı (Gün)

Ergenlik Kilosu (Kg)

Siyah Alaca

335

288 – 385

Esmer

317

305 – 350

Simental

348 – 372

286 – 328

Şarole

391 – 405

303 – 355

Jersey

315 – 329

214 – 224

 KIZGINLIK SİKLUSU

Ergenliğe ulaşan erkek hayvanlar yıl boyu her an çiftleşmeye hazır olmalarına rağmen dişi hayvanlar sadece kızgınlık dönemlerinde erkeği kabul ederler. Dişinin erkeği kabul ettiği ve çiftleşmenin olduğu bu döneme “kızgınlık dönemi”, bir kızgınlıktan diğer kızgınlığa kadar geçen süre ise “kızgınlık siklusu” olarak adlandırılır.

Kızgınlık siklusu normal sağlıklı bir inekte ortalama 18-21 gündür ve devamlıdır. Sağlıklı ineklerde kızgınlık siklusunda atlama olmaz ancak siklus yetiştirici tarafından gözlenmemiş olabilir. İnekler tohumlanıp gebe kalıncaya kadar her 18-21 günde bir kızgınlık siklusu göstermeye devam ederler. Hatta bazı hayvanlar gebe kalsalar bile kızgınlık gösterebilirler. Böyle durumlarda tohumlanan hayvanlar yavru atabilir. Bunun için eğer hayvanın tabii olarak çiftleştiği biliniyorsa veya hayvana suni tohumlama yapıldı ise bu hayvanlar daha sonraki günlerde kızgınlık gösterseler dahi hemen tohumlatılmamalıdır. Böyle durumlarda önce bir gebelik muayenesi yaptırılmalı ve daha sonra gerekiyorsa tohumlama yapılmalıdır.

Kızgınlık klasik olarak kızgınlık öncesi, kızgınlık anı, kızgınlık sonrası ve kızgınlık dışı dönem olarak bölümlere ayrılır.

 Kızgınlık öncesi : Asıl kızgınlık belirtilerinin görülmesinden önceki dönem olup, bu dönemin sonuna doğru hayvanda kızgınlık belirtileri görülmeye başlar.

 Kızgınlık anı : Süresi 12-18 saat arasında değişir. Asıl kızgınlık belirtilerinin görüldüğü dönemdir ve bu dönem erkeği kabul dönemi olarak da bilinir. En iyi sonuç bu dönemde yapılan suni tohumlamalardan alınır.

 Kızgınlık sonrası : Kızgınlık bitiminden başlayarak 3-4 gün kadar sürer. Bu dönemde buzağılıktaki (uterustaki) kanamaya bağlı olarak hayvanın fercinden (vulva) kanlı bir akıntı gelir. Bu dönemde görülen kanlı akıntı hayvanın gebeliği konusunda kesin bir bilgi vermez. Bu kanamanın hayvanın yavru tutup tutmadığıyla bir ilgisi yoktur.

 Kızgınlık dışı dönem : Kızgınlık siklusunun en uzun evresidir ve ortalama 10-14 gün sürer. Hayvanda herhangi bir kızgınlık belirtisinin görülmediği sakin dönemdir.

Kızgınlık döneminde bir ineğin veya düvenin davranışlarında kızgınlık belirtileri adını verdiğimiz bazı değişiklikler ortaya çıkar. Kızgınlık belirtilerinden bazıları şunlardır.

· Merme dediğimiz burun üzerindeki bölgede terleme ve ıslaklık artmıştır.

· Beden ısısı biraz yükselmiştir.

· Sürüdeki diğer ineklerin üzerine atlar veya diğer hayvanların kendi üzerine atlamasına müsaade eder.

Hayvanların üzerine atlayan kızgın bir inek

Resim.  Hayvanların üzerine atlayan kızgın bir inek

· İştahı ve sütü azalır, diğer hayvanlar yem yerken ve otlarken kızgınlık gösteren hayvanlar yem yemez ve otlamazlar. Diğer hayvanlar yemden sonra yatıp geviş alırken kızgın hayvanlar ayakta durur ve geviş almazlar.

· Böğürme ve huzursuzluk vardır. Çevresindekilere karşı ilgilidir, kulakları seslere karşı duyarlıdır.

· Ferci şişkin ve nemlidir.

· Çara adını verdiğimiz yumurta akı benzeri akıntı vardır.

· Kuyruğunu yukarı kaldırır, belini kamburlaştırır.

· Aşım için boğayı kabul eder veya tohumlamayı yapacak kişiye tepki göstermez.

 

 KIZGINLIĞIN TAKİBİ

Kızgınlığın dışarıdan anlaşılabilen bu belirtileri ineğin kızgın olduğunu ve tohumlanması gerektiğini boğaya ve gözlemciye haber verir. Bir kızgınlıkta ineğin boğayı kabul dönemi genellikle 6-18 saat sürer, ancak bu süre inekten ineğe değişir. İneğin boğayı kabul dönemi gerçek kızgınlığın en önemli işaretidir. Diğer işaretler ineğin kızgınlık civarında olduğunu gösteren yardımcı belirtilerdir. Genellikle sığırlar gece geç saatlerde kızgınlığa gelirler, bunun için sabah erkenden hayvana yem vermeye gidildiğinde hayvanın kızgınlığa geldiği görülür. Fakat bu durum kış döneminde değişir ve hayvanlar daha çok öğleden sonra kızgınlık gösterirler.

Kızgınlığı geçmiş bir inekte hafif kanlı akıntı

Resim. Kızgınlığı geçmiş bir inekte hafif kanlı akıntı

Erkeği kabul döneminin başlamasından sonraki 4-8 nci saatler arasında inekler tohumlandığında en iyi neticeler elde edilmektedir. Bir çok inek kızgınlıktan 2-3 gün sonra kanlı bir akıntı gösterir. Kan basit olarak bir ineğin kızgınlığının geçtiğinin işaretidir ve hayvanın gebe kalıp kalmadığıyla bir bağlantısı yoktur. Ancak gebelik oluşmadıysa bir sonraki kızgınlığın ne zaman olacağını tasarlamada çok faydalıdır.

İneklerde kızgınlıkların çoğu gece ortaya çıkmaktadır. İneklerin % 70 ‘inin akşam 1800 ile sabah 0600 saatleri arasında kızgınlığa geldiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, akşamleyin geç ve sabahleyin erken saatlerde yapılan kızgınlık kontrolleri özellikle bağlı olmayan sürülerde çok önemlidir. Ahırlardaki bağlı inekler kızgınlık tespiti için günde iki defa dışarı çıkarılmalıdır. Ayrıca, kızgınlığı yakın olan (huzursuzluk ve çara akıntısı), kızgınlığı geçmiş olan (kanlı akıntı) ve Veteriner Hekim hizmetine ihtiyacı olan (irinli akıntı) ineklerin belirlenmesi, ineklerin çoğunun yatmış olduğu akşam saatlerindeki kontrollerde yapılır.

 KIZGINLIĞIN TESBİTİ

Kızgınlığın iyi tespiti dikkatli bir gözlem gerektirir. Kızgınlık kontrolü sık sık diğer günlük işlerle, örneğin; ahır temizleme, sığırları sağım odasına götürme veya yakın tarladaki samanı taşıma gibi işlerle çakışır. Böyle programların başarılı olması mümkün değildir. Süt sığırlarında üreme performansını artırmanın ve uzun süren doğum aralığına bağlı üretim ve kar kayıplarından kaçınmanın yollarından birisi daha iyi kızgınlık tespitidir. Basit olarak kızgınlık tespiti hatalarını iki nedene bağlayabiliriz .

1.Normal olarak hayvanlar kızgınlık gösterdiği halde kızgınlık işaretlerinin kaçırılması veya gözlenememesi.

2.Kızgın olmayan veya gebe olan hayvanların tohumlanması. Eğer gebe hayvanlar tohumlanırsa bazıları yavru atar. Kızgınlık tespiti hataları sonucu üreme performansı düşer, önemli zaman ve para kaybı meydana gelir.

Ayrıca bazı sürülerde “sağır veya zayıf kızgınlık” belirtileri olarak tanımlanan ve yeterince kuvvetli olmadığı için yetiştirici tarafından tespit edilemeyen veya kızgınlık siklusunun hiç oluşmadığı (anöstrus) durumlar üreme performansının düşmesine yol açar. Yine yüksek verimli ineklerde ve düvelerde doğum sonrası görülen yavru zarlarının atılamaması, yavruluğun çıkması, rahim enfeksiyonu ve ketosis gibi hastalıklar veya yetersiz besleme, ineklerde yumurtalıkların çalışmasına engel olur ve buna bağlı olarak uzun süre kızgınlık meydana gelmez.

Kızgınlık tespitini kolaylaştırmak için dikkat edilmesi gereken başlıca hususlar şunlardır;

· Kızgınlık belirtileri iyi bilinmelidir. Bir ineğin çiftleşmek için kaçmadan beklemesi en iyi işarettir.

· Kuyrukta kanın görülmesi tohumlama için çok geç kalındığını gösterir. Kanama 18-21 gün sonra görülmesi muhtemel bir sonraki kızgınlığın takibi için önemli bir işarettir.

· Bir kızgınlık beklenti takvimi kullanılmalı, bu takvim günlük olarak yenilenmeli ve kontrol edilmelidir.

· Bir inek doğumundan 30-40 gün sonra normal kızgınlık göstermediği taktirde bir sorun olduğu akla gelmeli ve zaman geçirilmeden Veteriner Hekime başvurulmalıdır.

· Kızgınlığı kontrol etmek için inekler günde 2-3 defa 15-20 dakika gözlenmelidir. Kızgınlığın en iyi zamanları akşam geç ve sabah erken saatlerdir. Ahırlardaki inekler kızgınlık kontrolü için hiç olmazsa günde iki defa dışarıya çıkarılmalıdır.

· Kızgınlık tespiti ve diğer ahır işleri bir arada yapılmamalıdır.

· Kızgınlık tespitini kolaylaştırmak için kızgınlık tespit araçları kullanılabilir.

· Kızgınlık saptama sorumluluğu için bir şahıs görevlendirilmelidir.